28 Temmuz 2007 Cumartesi

ÖYLESİNE...........

(Yoğun geçen bir haftanın son gününde geleceğe dair küçük bir umut vardı içimde. Ama akşamın ilerleyen saatinde herşey silindi.)

Anlamsız ve karışık bir giriş cümlesi oldu ama ilerde okuduğumda bana birşeyler hatırlatması için not düştüm. Hafta sonu gezme planları yapmıştım kendi kendime ama akşam Fransa'dan dayılar geldi. Haftasonu bizdeler. Aslında iyi oldu uzun zamandır misafir ağırlamamıştık. Misafir gelince evdeki yiyeceklerde bir artış oluyor. O kadar yemek yapıyorum yine artıyor. Misafir bereketiyle gelir derler ya ondan herhalde.
Akşama küçük yeğenlerin doğum günü partisi var. Tüm aile orada olacak. LC'den hediyelerini aldım. Gitmişken kendime de %50 indirimli ciciler aldım.
Annemin safra kesesinde taş vardı. Yaptığı bitkisel tedavilerle ve Çatalcadan aldıkları su ile galiba taş düşmüş. Tomografi sonucunu kendi yorumlamış ''Taş bitti'' diye sevinçle beni arıyor. Asıl sonuç salı günü doktorun yorumuna göre belli olacak tabi. İşallah ameliyatlık bir durum yoktur.

Bu ay tekrar izne çıkmak istiyorum. Dişçiye,jinekolaga,göz doktoruna gitmem gerekir. Ama hep erteleyip duruyorum. İzinde nasıl olsa biryerlere gidemeyeceğiz bari işlerimi halledeyim düşüncesindeyim ama bakalım evdeki hesap çarşıya uyucak mı.



NOT:Arkadaşlarım bana yorum gönderemiyor galiba. Ben bir sorun göremedim, herşey normal inanın sebebini bilmiyorum.

OKUDUM BİTTİ


...Evrensel boyutta ele alınmış bu kitapta ünlü kişilerin başarı serüvenlerini ve mutluluk sırlarını okuyacaksınız. Eğer hedefiniz zirveye çıkmak ve orada kalabilmek ise, kitabın sayfalarını çevirirken,düşüncelerinizi yeniden tahlil edecek; içinizdeki gücü, stratejilerle yönlendireceksiniz. Gerisi size kalmış…
Walpole'ün dediği gibi: “İnsan ne için yaşıyorsa, onun büyüklüğü ve önemi kadar yükselir…”
Ayşe Şen
İstanbul - Mayıs 2007
Kaynak:
ZİRVEDEKİ YAŞAMLAR/AYŞE ŞEN

Bir aydır elimde olan ve en kısa zamanda tekrar okunacaklar arasında olan harika bir kitap. Aşağıda kitaptan bir not yazdım;
Mehmed Âkif hasta yatağındaydı. Genç bir ziyaretçisi sordu: "Efendim, merak ettim. Safahat'ın içinde İstiklâl Marşı yer almamış, niçin?.." Mehmed Âkif cevapladı: "O benim değil ki yer alsın; milletimindir!.."
Yazarın ''Gerçek Yaşam Öyküleri'' adlı bir kitabı daha varmış. Bulursam onuda alacağım.
Tavsiye ederim..........

KARS GEZİMİZ 4 DÖNÜYORUZ :)

Dönüş yolumuz gidişimize göre biraz daha uzun sürdü; 24 saat kadar :). Sarıkamıştan geçerken temsili yapılan anıtı fotoğrafladık. Karşıda da heybetli bir biçimde Allahü Ekber dağları duruyor. Gidiş ve dönüşte de dağların arasından geçerken gözlerim doldu ve ürperdim. Allah tüm şehitlerimize rahmet eylesin.
Amasy ya da uğramadan edemedik. Can Can haşhaşlı ekmek almak istedi ama akşam üzeri olduğu için kalmamıştı. Fırıncı yarın gelin dedi. Ben de ''Taa İstanbul'dan ekmek almaya geldik ama kalmamış, napıcaz.'' dedim. 'Erken geleceksiniz'dedi. Biz de 'Peki' deyip geri döndük. :))
Tokatın girişinde biraz dinlenelim dedik ama biraz fazla olmuş galiba. Yaklaşık 6 saat arabada uyumuşuz. Kahvaltımızı yapıp yolumuza devam ettik. Öğlen gibi evimize sağ salim ulaştık.
Akşam da annem elinde bir tepsi haşhaşlı ekmek ile geldiğinde şanslı bir aile olduğumuza şükrettim .............

KARS GEZİMİZ 3

Sınırda bulunan Ani Harabeleirne gittik. İpekyolunun geçtiği önemli merkezlerden biri.Katedral ve camiler yanyana. Eskimedeniyetlerin yaşadığı topraklara ayak bastık.
Bir günümüzü Posof'u gezmek için ayırdık. Kayınpederimin ve Rahmetli kayınvalidemin köylerinegittik. ''Kapıya'' kadar gittik. (Gürcistan sınır kapısına öyle diyorlar). Köylerde kimseler yoktuherkes yaylaya ya da dut toplamaya gitmişti. Yemek molası için yengemizin köyüne geçtik. Karşıdağların Gürcistan olduğunu öğrendik. Her gittiğimiz evin duvarında M.Kemal'in resmi ve bayrağımızvardı. Terörün buralarda barınamadığını ama Kürt köylerinde barındığını öğrendik. Demek ki diğerdoğu bölgelerinde de köylüler tarafından destek sağlandığı için varlıklarını sürdürebildiklerinianladık ve üzüldük. Bu vatan topraklarına ihanet edenlere lanet ettik. Teröristler tarafından şehit edilen askerin köyüydu yemek molası verdiğimiz yer. Nişanlısı ve ailesi ile Savaş Ay röportajyapmıştı.
Homini gırtlak hep yedik.Her evde mantı,kete, bazlama ikramı vardı. Sabah kalktık akşam yatanakadar yedik. Oradaki porsiyonlar çift kişilik sanki. Tabaklar tıka basa yemek dolu. Yemediğin zaman daiyi misafir olmuyor ve sevilmiyorsun. Bu sebepledir hep yedik :)
Yediklerimiz yetmezmiş gibi yanımızada 15-20 kg. kadar kışlık erzağımızı aldık. Karsın balı ve kaşarımeşhurdur deyip yüklendik erzağımızı arabaya. Ev yapımı çeçil peynirimizi de unutmadık tabi. Her gittiğimiz evden en az bizim erzaklar kadar da hediye geldi.
Aslında daracık zamana çok şey sığdırmaya çalıştık ve ancak bu kadar gezebildik. Çıldır gölünde balıkyiyemedik. Sarıkamış'a çıkamadık (terör korkusu yüzünden)
Kars'ın güzel havasını ciğerlerimize doldurduk, Can Can'ın nerdeyse bütün akrabalarını gezdik.(çoğu beniyeni gördü). Can Can annesinin bibisini (halasını),dayısını ve bilumum akrabalarını gördü. Dedelerininkabirlerini ziyaret etti.Eskiden annesinin,teyzelerinin yaşadığı, kapısı daima açık olan ve kocaman mutfağında sofranın hiç kalmadığı Ruslardan kalma (Sezen Aksunun ve Barış Mançonun klip çektiği) büyük evi gezdik.
Benim içinde değişik bir ortam ve güzel hatıralar oldu. Anılarımızı yanımızaalarak cumartesi sabah dönüş yoluna çıktık.

KARS GEZİMİZ 2

Kars maceramıza devam edelim. Can Can'ın teyzesinin oğlu için eve davetiye geldiğinde bu düğüne debüyük abla gitsin dedik.Çünkü geçen sene Ankaraya biz gitmiştik. Ama her zaman ki gibi kapris ailesi, yolu, çocukları bahane ederek gidemeyeceklerini söyledi.İş tabiki aileyi temsilen bize düştü. Aksi gibi Kars havaalanı da bakımdaydı. Önce arabaya yeni lastikler alındı, araba bakıma girdi, işyerlerinden zar zor izinler alındı ve hayırlısyla yanımıza küçük ablayı da alarak yola koyulduk.Baba da büyük ablaya emanet edildi.(Biz dönmeden iki gün önce babayı bırakıp tatile Kastamonuya gitmişler)
Düğünümüz cumartesi akşamdı. Cuma akşamı geceyarısı yola koyulduk.Bolu tünelini ilk defa gördük.Kendimizi havaalanı pistine girer gibi hissettik. Her sıkıldığımızda (Can Can yorulduğunda) molaverdik. Tokatın girişinde iki saat arabanın içinde kestirdik.Sarıkamışa geldiğimizde hızlı bir yağmurave büyük bir doluya tutulduk. Rabbimin hikmetinden sual olunmayacağını ve insanoğlunun acizliğinibirkez daha anladım ve korktum. Akşam sekiz gibi Karsın içine girdik. Karsın içine girmemiz ile kendimizi düğün konvoyunun önünde bulduk. Bunlar bizmkiler deyip konvoyun arkasına takıldık ve ufakbir Kars turu yaptık.Daha sonra konvoyu bırakıp eve gidip üzerimizi değiştirdik ve düğüne geri döndük.Damat kafkas, gelin de yörük olunca oynanan oyunlar güzeldi.Pazar gününü 18 saatlik yolun yorgunluğu olarak uyuyarak geçirdik. Ertesi günü Karsın Kalesini,Şelalesini, ızgara sistemiyle yapılan sokaklarını gördük. Kağızman'a Can Can'ın ilkokuluna gittik,bol bol fotoğraf çektirdik. Dallardaki kayısıları gördük.(Kağızmanın benekli kayısısı çok meşhurmuş)Hava oralarda yeni yeni ısındığı için meyveler bir ay sonra olacakmış, biz erken gittik :)........

KARS GEZİMİZ 1


Ailemizle birlikte yaptığımız Kars seyahatimizden pazar günü döndük. Türkiyemin en uç sınırlarına kadar gittik. Yukarıdaki resimler Ermenistan sınırında bulunan Ani Harabelerine ait. Anıt mezar da köyün girişine yapılmış. Ermeniler tarafından şehit edilenler anısına.
Bir haftalık yokluğumda işler iyice biriktiği için fazla yazamıyorum, tekrar uğrayacağım

KALKAN

Tatile gidesim geldi. :) İstanbulun bu bunaltıcı sıcaklarından babamın Kalkan'dan getirdiği fotağraflara bakarak serinliyorum. Tabi baktıkça ne çalışmak geliyor içimden ne de birşeyler yazmak. Bu sene moteli başkası işletecek. Bu yaz da burdayız analaşılan :( Neyse bizde yakınlara gideriz artıkın.
Herkese iyi hafta sonları. Sıcaklarda dikkatli olun.